DUVAR FİLM 1983 FRANSA
Duvar, yönetimi ve senaryosu Yılmaz Güney'e ait 1983
yapımı Türk filmi. Yılmaz Güney'in, Cannes'da büyük ödülü alan Yol'dan sonraki ilk, yaşamındaki ise son filmidir.
KONUSU
1976'da Ankara Kapalı Cezaevinde, Yılmaz Güney'in de tanıklık ettiği, bebeler koğuşunda çıkan ve tüm cezaevine yayılan bir isyan konu edilmiştir. Bu olaydan derinden etkilenen Yılmaz Güney, isyanın arkasından gönderildiği Kayseri Cezaevinde Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz' ismiyle bir roman yazmış ve film yurt dışına çıkışında Fransa'da bu roman üzerinde kurulu senaryo ile çekilmiştir. Tuncel Kurtiz ve Ayşe Emel Mesci dışındaki tüm oyuncular hayatlarında ilk kez kamera karşısına çıkmışlardır. Film Fransa'da oldukça zor şartlar altında çevrilmiştir.Ayrıca filmin ilgi çekici bir diğer özelliği ise Zazaca'nın sinema da ilk kez kullanıldığı film olmasıdır.Dersimli müzisyen Kadri Karagöz tarafından seslendirilen "Haydêrê" türküsü filmin unutulmazları arasındadır.
sus/suspayı versinler
son dualarınla geceye gizlenmeden
iftarsız oruçlara sal beni/seni
açlığıma sermek istiyorum günbatımı/sus
soğuk steplere çağır yaz ortasında
sorgusuz infazların başlamadığı/sır gibi
kimliğimi yüreğimde taşıdığım/sus
elverme beni/seni
kardeş bildiğim
kör sokakları aç bana
mayınsız bahçeler istiyorum
ilkyazların düşselliğiyle çoğalan
askerlerin gül dağıttığı
ölüm orada kalsın/sus
KİTAPALARI
SİNEMAYA BASLAMASI
Yılmaz Güney, 1959 yılında Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı Bu Vatanın Çocukları ve Alageyik isimli filmlerin hem senaryosunu yazar hem de filmlerde rol alır ve oynar. Karacaoğlan'ın Karasevdası'nda da yönetmen yardımcılığı yapar. Yeni Ufuklar ve On Üç gibi dergilere de öyküler yazan Yılmaz Güney, bir öyküsünde komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılanır ve 1961 yılında bir buçuk yıl hapis cezasına mahkum olur.
İki yıl sonra tekrar kaldığı yerden devam eden Yılmaz Güney, o dönemde daha çok macera filmleri çeker. Filmlerinde ezilen, hor görülen bir "Anadolu çocuğunun" otoriteye başkaldırısı vardır. Bu dönemde Çirkin Kral lakabını alır. Bu dönemdeki en önemli Lütfü Akad'ın yönettiği ve kendisinin yazdığı bir film olan Hudutların Kanunu'dur. Bu dönem boyunca oyunculuğunu geliştiren Yılmaz Güney, abartısız ve yalın oyunculuk anlayışı bu dönemde artık oturtmuştur.
SİNEMA ÖNCESİ
Yılmaz Güney, 1959 yılında Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı Bu Vatanın Çocukları ve Alageyik isimli filmlerin hem senaryosunu yazar hem de filmlerde rol alır ve oynar. Karacaoğlan'ın Karasevdası'nda da yönetmen yardımcılığı yapar. Yeni Ufuklar ve On Üç gibi dergilere de öyküler yazan Yılmaz Güney, bir öyküsünde komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılanır ve 1961 yılında bir buçuk yıl hapis cezasına mahkum olur.
İki yıl sonra tekrar kaldığı yerden devam eden Yılmaz Güney, o dönemde daha çok macera filmleri çeker. Filmlerinde ezilen, hor görülen bir "Anadolu çocuğunun" otoriteye başkaldırısı vardır. Bu dönemde Çirkin Kral lakabını alır. Bu dönemdeki en önemli Lütfü Akad'ın yönettiği ve kendisinin yazdığı bir film olan Hudutların Kanunu'dur. Bu dönem boyunca oyunculuğunu geliştiren Yılmaz Güney, abartısız ve yalın oyunculuk anlayışı bu dönemde artık oturtmuştur.
Yılmaz Güney'in gerçek adı Yılmaz Pütün'dür. 1937 yılında, Siverek'in bir köyünde,topraksız bir ailenin iki çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. 10 yaşındayken evden kaçarak Adana'daki akrabalarının yanına gitti. Bir süre Kemal ve And Film şirketlerinin bölge temsilcisi olarak çalıştı. Üniversite okumak üzere Ankara'ya gitti ve Atıf Yılmaz ile tanıştı. Bu süreçde bir yandan da hikayeler yazıyordu. Daha sonra Atıf Yılmaz'ın da desteğiyle sinemada çalışmalarına başladı.
16 Mart 1972 tarihinde hakkında açılan bir dava nedeniyle tutuklandı. Yapılan yargılama sonucu 10 yıl ağır hapis ve sürgün cezasına çarptırıldı. 1974 Eylülünde, bir cinayet olayına adı karıştı ve on dokuz yıl mahkum edildi. Cezaevindeyken GÜNEY adlı bir sanat-kültür dergisi çıkardı. 13. sayıdan itibaren ülkede ilan edilen sıkıyonetim sonucunda dergisi kapatıldı ve hakkında yazdıklarından ötürü 10 ayrı dava acıldı. İstenen ceza toplamı yüzyıl idi. 1981 Ekiminde izinli olarak çıktığı Isparta Cezaevi'ne bir daha dönmeyerek yurt dışına çıktı.
SURGUN YILLARI
Yılmaz Güney 1972 yılında "anarşistlere yardım ve
yataklık yaptığı" gerekçesiyle 2 yıl hapse ve sürgüne mahkum edildi. Yılmaz Güney içeride kaldığı süre boyunca sinema ve sanat ile ilgili fikirlerini; şiir ve öykülerini o dönemde çıkarmaya başladığı Güney dergisinde yayınlamıştır. 1974'te cezaevinden çıktı. İki yıldan fazla cezaevide kalan Yılmaz Güney aynı yıl Arkadaş filmini çekti. Yine aynı yıl Endişe adlı filmi çekerken Yumurtalık hakimini öldürmekten tutuklandı ve yargılama sonucu 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevinde sinema ile olan ilgisi devam etti. Bu dönemde yazdığı Zeki Ökten tarafından çekilen Sürü ve yurt dışnda ve yurt içinde büyük ilgi gören ve Şerif Gören tarafından Yol çekildi.
12 Eylül döneminde kendi dergisi olan Güney'de yazdığı yazılardan dolayı yaklaşık yüz yıla yakın ceza istemiyle yargılanıyordu. 1981'de Isparta yarı açık cezaevinden izinli olarak ayrıldı ve yurt dışına kaçtı. Cezaevinden firar ettikten sonra Yol'un kurgusunu tekrar yaptı ve Cannes Film Festivali'nde ödül aldı. Yurt dışına çıktıktan sonra Duvar filmini Fransa'da çekti.ezilmiş halkların sesi olduğu için hala daha işçi köylü kesiminin unutulmazları arasındadır
1984 mide kanserinden ölen Yılmaz Güney, son yıllarını Paris'te geçirdi.